"Enflasyon ile mücadele planı hayata geçirilmeli"

ESİAD Ekonomik Gözlem Grubu’nun hazırladığı “Türkiye Ekonomisine İlişkin Değerlendirmeler ve 2022 yılı Beklentileri Anket Sonuçları”na ilişkin toplantı çevrimiçi olarak yapıldı. Türkiye ve dünya ekonomisinin genel bir değerlendirmesinin yapıldığı etkinlikte 2022 beklentileri dile getirilirken, toplantı sonunda ESİAD yazılı bir açıklama yaparak Türkiye ekonomisine dair görüşünü ifade etti.

"Enflasyon ile mücadele planı hayata geçirilmeli"
07 Ocak 2022 - 11:40

Açıklamada gerçekçi ve uygulanabilir bir enflasyon ile mücadele programının hayata geçirilmesi gerektiğine dikkat çekilirken, kurumlara güvenin yeniden tesis edilmesi gerektiği vurgulandı.

 

Toplantının açılışında konuşan ESİAD Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Karabağlı, gündemin son derece yoğun olduğunu hatırlatarak, “Önceliğimiz enflasyonla mücadele” dedi. Tüketici fiyat endeksinin neredeyse yüzde 40’lara, üretici fiyat endeksinin ise yüzde 80’lere dayandığını söyleyen Karabağlı, “TÜFE ile ÜFE arasındaki makas çok açıldı. Kaynak yaratmak amacıyla bazı yeni modeller gündeme getiriliyor,  kur korumalı TL mevduatı,  ihracat bedelinin yüzde 25’inin Merkez Bankasına satılması gibi. Ancak gerekli hukuki altyapı eksikliği belirsizlik yaratıyor. Politika ve ticari kredi faizleri arasında da 20 puanın üzerinde bir makas bulunuyor. Bu farkın nasıl kapanacağı da ayrı bir gündem maddesi” dedi.

Enerji fiyatlarına yapılan zamların üreticiler için öngörülebilirliğin çok ötesine geçtiğini söyleyen Karabağlı, “Sanayici nasıl planlama yapacak belli değil. Üretim maliyetlerindeki artışın TÜFE’ye yansıması kaçınılmaz. Ocak ayı enflasyonu da bu sebeple daha da yüksek çıkacaktır. Ciddi bir enflasyon ile mücadele planı hayata geçirilmelidir. En önemlisi de Merkez Bankası ve TÜİK gibi kurumlara güvenin yeniden tesis edilmesidir” diye konuştu.

 

Ekonomik Gözlem Grubu Başkanı Muhittin Bilget ise yaptığı sunum ile Türkiye’nin genel ekonomik panoramasını çıkardı. 2021 yılında sektörlerin durumunu rakamsal tablolarla anlatan Bilget, Türkiye’nin makro anlamda 2021 değerlendirmesini de yaptı.

İmalat sanayi kapasite kullanım oranının Aralık 2021’de yüzde 78.7 olduğunu, bu rakamın 80’e geldiğinde normal koşullarda yatırım yapılması gerektiğini hatırlatan Bilget, “Ancak kurlardaki dalgalanma ve enflasyon nedeniyle yatırım kararı alınamıyor. Bu da 2022 yılı bakımından iyi değil” dedi.

 

Bilget: Genç işsizlik endişe verici”

Ülkelerin gelişimlerini birbirleri ile karşılaştırmalı olarak anlatan Bilget, 2000’den 2020 yılına kadar G7 ülkeleri ve gelişmekte olan ülkelere de bir bakış sundu. Çin’in bu süreçte büyük bir atılım gerçekleştirdiğine dikkat çeken Bilget, 2030 yılında Çin’in ABD’ye geçmesi bekleniyor” dedi.

Türkiye’nin işsizlik oranlarını da değerlendiren Bilget, “Genç işsizlik sosyal bir problem. Genç nüfusumuz var ama istihdam edemiyoruz” dedi. Kadın işsizliğinin de ciddi bir problem olduğuna dikkat çeken Bilget, “Dünyada Covid’e rağmen işsizlik çok yüksek değil. İşgücüne katılma oranı gelişmiş ülkeler ile kıyasladığımızda bizde çok düşük”diye konuştu.

Enflasyonun 2022 yılının ilk yarısında yüzde 50’ye, ikinci yarıda gelişmelere bağlı olarak 40’lara, yıl sonu ise 30’lara gelebileceğini söyleyen Bilget, “ÜFE’ de ise yılın ilk yarısında bir noktada üç haneyi göreceğimizi düşünüyorum” diye konuştu.

 

ESİADdan yazılı açıklama

Toplantı sonunda ESİAD adına bir yazılı açıklama yapıldı. Türkiye ekonomisinin 2021 yılını ciddi sorunlarla kapatmış bulunduğu, yüksek enflasyon, yüksek döviz kuru ve kurlardaki öngörülemez dalgalanmanın ekonomide ciddi kırılganlıklar yaratığı belirtilen açıklamada, şu ifadeler yer aldı:

 

“Türk lirasındaki değer kaybı iş dünyasının sermaye yönünden rekabet gücünü zayıflatmıştır. 3 Ocak’ta açıklanan Aralık 2021 verileriyle aylık enflasyon Ocak 2019’dan bu yana en yüksek seviyeye ulaşmış, 2021 yıllık enflasyonu yüzde 14 olan politika faizinin  22,08 puan üzerine çıkmıştır. ÜFE-TÜFE makası 43,8 puan ile rekor seviyeye ulaşmıştır. Öte yandan politika faizi ile ticari kredi faizi makası 9,5 puanı geçmiştir.

Döviz kurunun giderek artan hızla yükselişi karşısında uygulamaya koyulan “kur korumalı TL mevduatı” modelinin açıklanmasının ardından döviz kurlarında düşüş yaşanmış olsa da,  bu modelin tek başına yeterli olmadığı düşünülmektedir. Her sonuçta, yani döviz kuru düşse de yükselse de enflasyonun tırmanacağından endişe edilmektedir. Enflasyonist bir yapının yatırım ortamını bozacağı, ekonomiye duyulan güveni azaltacağı açıktır.

 

 Enflasyon, Türkiye ekonomisinin birincil sorunu olarak görülmektedir

Diğer yandan, Merkez Bankasının ihracat bedeli ile ilgili yüzde 25’lik uygulama örneğinde olduğu gibi, Hükümet tarafından kaynak yaratmak amacıyla açıklanan bir takım araçların uygulamada yarattığı belirsizlikler güven unsurunu zedelemektedir. Ekonomide kullanılan araçların, hukuki belirlilik, şeffaflık ve güvene dayalı olması gerekmektedir. İyi işleyen ekonomilerin temel unsurlarından biri kurumlara duyulan güvendir.

 

Bu çerçevede, ESİAD olarak, öncelikle ve ivedilikle gerçekçi ve uygulanabilir bir enflasyonla mücadele programının ilave yapısal tedbirlerle hayata geçirilmesini bekliyoruz. Aksi takdirde, küresel ekonomide artmakta olan enflasyonist baskılardan, zaten giderek yükselen enflasyona maruz kalmış olan ekonomimizin daha fazla etkileneceğini düşünüyoruz. Bunun yanında, başta Merkez Bankası ve TÜİK olmak üzere, ekonomide kurumlara duyulması gereken güvenin yeniden tesis edilmesi yönünde ciddi adımlar atılmasını umuyoruz”

YORUMLAR

  • 0 Yorum