DASK ve konut sigortasına talep 4 kat arttı
Kahramanmaraş’ta yaşanan depremden sonra 1 ay içinde deprem afet sigortası ve konut sigortalarına talep patlaması yaşandı. Deprem sonrası sigortalanma bilincinin arttığını söyleyen Aksigorta Genel Müdürü Uğur Gülen, Doğu Anadolu Bölgesi, Akdeniz Bölgesi ve İstanbul’da 4 kata varan sigorta talebiyle karşılaştıklarını açıkladı
10 Mart 2023 - 13:19
Kahramanmaraş’ta 6 Şubat’ta yaşanan yıkıcı deprem sonrası 1 aylık süreçte deprem afet sigortası (DASK) ve konut sigortası talebinde 4 kata varan artış gerçekleşti. Yaşanan depremleri sigortacılık sektörü açısından değerlendiren Aksigorta Genel Müdürü Uğur Gülen, deprem afeti yaşanan bölgede sigortalanma oranının yüksekliğine dikkat çekerek, deprem sonrası diğer bölgelerde yoğun talep artışı gerçekleştiğini açıkladı.
Felaketin yaşandığı bölgenin sigortacılık açısından penetrasyonun düşük olmadığını belirten Aksigorta Genel Müdürü Uğur Gülen, “Özellikle sınai ve endüstri alanlarında sigortalılık oldukça yüksek, yüzde 80-90’lara seviyesinde. Bireysel sigortalanma biraz daha düşük ama Türkiye ortalamasında olduğunu söyleyebilirim. 5 milyonun üzerinde poliçe var. Bunun 3,5-4 milyonu hayat sigortalarından geliyor. DASK ürünündeki penetrasyon %50’ler, konut sigortası ise %20’ler civarında. Kaskoda da 500 bine yakın poliçe var, Türkiye’nin yüzde 7-8’ini oluşturuyor. Depremler, GSYİH’nin yüzde 10’una karşılık gelen bir bölgede gerçekleşti. Ekonominin yüzde 10’u diyebilirim. Sanayinin oldukça geliştiği Gaziantep, Kahramanmaraş ve KOBİ’lerin yoğunlukta olduğu Hatay’ı etkiledi. Şu ana kadar ulaşan ihbarlarla yaklaşık olarak 90 milyar TL’lik hasar olduğunu biliyoruz” diye konuştu.
Deprem kaynaklı hasarın neredeyse tamamının reasüre edildiğini vurgulayan Gülen, “Sigorta sektörü olarak oldukça iyi bir sınav verdik. Hem müşterilerimizi hem acentelerimizi koruduk. Hasar ödemelerini hızlıca gerçekleştirdik ve bu hasarları önceliklendirerek ödemeye devam edeceğiz. Şu anda bizi bir nebze de olsa sevindiren gelişme ise, yaşanması olası bir başka deprem felaketine karşı toplumumuzun sigorta bilincine eriştiğini görmek’’ dedi.
Deprem sonrası poliçelerde yaşanan artışı Aksigorta özelinde değerlendirdiklerini belirten Uğur Gülen, “Doğu bölgelerinde DASK üretimi kapalı olmasına rağmen yazılan üretim geçen yılın Şubat ayına göre 2-3 katına çıktı. Beklenen İstanbul depremi göz önüne alındığında ise bu bölgede geçtiğimiz yıla oranla 4 kat artış yaşandı. Yine Kahramanmaraş depreminin etkisiyle Akdeniz Bölgesi’nde de DASK ve konut sigortalarında da 4 kata varan talep artışı gerçekleşti. Toplam üretimin ise %63 gibi ciddi bir oranı yeni poliçelerden geliyor. Bu da toplum olarak depreme karşı kendini güvence altına alma farkındalığının bir önceki yıllara oranla 3-4 kat arttığını gösteriyor’’ diye konuştu.
DASK sigortasının belli bir tutarda güvence sağladığını da vurglayan Gülen, şunları söyledi; “DASK poliçesine ek olarak, konut sigortalarında yaşanan artış sigorta bilincinin arttığını gösteren en önemli etkenlerden biri. Afetlere yönelik tam güvence sağlanabilmesi için konut sigortası edinilmesi oldukça önemli. Bu poliçe, DASK’a ek bir teminat olmasının yanı sıra kiracıların da eşyalarını korumak için tercih ettiği bir ürün. Yaşanan afet sonrası elbette toplumsal bir endişe duyuyoruz. Bunun bir sonucu olarak da konut ve DASK sigortalarına oldukça yoğun bir talep olduğunu söylemek mümkün. Deprem bölgesinde yaşayan bir toplum olarak, edinilen bu bilinç düzeyinin yalnızca felaketler sonrasında değil, her zaman devam etmesi gerekiyor.’’
Felaketin yaşandığı bölgenin sigortacılık açısından penetrasyonun düşük olmadığını belirten Aksigorta Genel Müdürü Uğur Gülen, “Özellikle sınai ve endüstri alanlarında sigortalılık oldukça yüksek, yüzde 80-90’lara seviyesinde. Bireysel sigortalanma biraz daha düşük ama Türkiye ortalamasında olduğunu söyleyebilirim. 5 milyonun üzerinde poliçe var. Bunun 3,5-4 milyonu hayat sigortalarından geliyor. DASK ürünündeki penetrasyon %50’ler, konut sigortası ise %20’ler civarında. Kaskoda da 500 bine yakın poliçe var, Türkiye’nin yüzde 7-8’ini oluşturuyor. Depremler, GSYİH’nin yüzde 10’una karşılık gelen bir bölgede gerçekleşti. Ekonominin yüzde 10’u diyebilirim. Sanayinin oldukça geliştiği Gaziantep, Kahramanmaraş ve KOBİ’lerin yoğunlukta olduğu Hatay’ı etkiledi. Şu ana kadar ulaşan ihbarlarla yaklaşık olarak 90 milyar TL’lik hasar olduğunu biliyoruz” diye konuştu.
Deprem kaynaklı hasarın neredeyse tamamının reasüre edildiğini vurgulayan Gülen, “Sigorta sektörü olarak oldukça iyi bir sınav verdik. Hem müşterilerimizi hem acentelerimizi koruduk. Hasar ödemelerini hızlıca gerçekleştirdik ve bu hasarları önceliklendirerek ödemeye devam edeceğiz. Şu anda bizi bir nebze de olsa sevindiren gelişme ise, yaşanması olası bir başka deprem felaketine karşı toplumumuzun sigorta bilincine eriştiğini görmek’’ dedi.
Deprem sonrası poliçelerde yaşanan artışı Aksigorta özelinde değerlendirdiklerini belirten Uğur Gülen, “Doğu bölgelerinde DASK üretimi kapalı olmasına rağmen yazılan üretim geçen yılın Şubat ayına göre 2-3 katına çıktı. Beklenen İstanbul depremi göz önüne alındığında ise bu bölgede geçtiğimiz yıla oranla 4 kat artış yaşandı. Yine Kahramanmaraş depreminin etkisiyle Akdeniz Bölgesi’nde de DASK ve konut sigortalarında da 4 kata varan talep artışı gerçekleşti. Toplam üretimin ise %63 gibi ciddi bir oranı yeni poliçelerden geliyor. Bu da toplum olarak depreme karşı kendini güvence altına alma farkındalığının bir önceki yıllara oranla 3-4 kat arttığını gösteriyor’’ diye konuştu.
DASK sigortasının belli bir tutarda güvence sağladığını da vurglayan Gülen, şunları söyledi; “DASK poliçesine ek olarak, konut sigortalarında yaşanan artış sigorta bilincinin arttığını gösteren en önemli etkenlerden biri. Afetlere yönelik tam güvence sağlanabilmesi için konut sigortası edinilmesi oldukça önemli. Bu poliçe, DASK’a ek bir teminat olmasının yanı sıra kiracıların da eşyalarını korumak için tercih ettiği bir ürün. Yaşanan afet sonrası elbette toplumsal bir endişe duyuyoruz. Bunun bir sonucu olarak da konut ve DASK sigortalarına oldukça yoğun bir talep olduğunu söylemek mümkün. Deprem bölgesinde yaşayan bir toplum olarak, edinilen bu bilinç düzeyinin yalnızca felaketler sonrasında değil, her zaman devam etmesi gerekiyor.’’
YORUMLAR