Çocukluk çağında en sık görülen 3. kanser: Lenfoma

Lenf bezi kanseri (Lenfoma), erişkin kanserleri arasında 7. sırada yer alırken, çocukluk çağında 3. kanser olarak en sık görülüyor. Uzmanlar ise büyüyen her lenf bezinin kanser olmayabileceğini fakat lenfomanın tek belirtisi bu olduğu için kesinlikle bir uzmana görünülmesi gerektiğinin altını çiziyor. Ümit verici bir durum ise lenfomanın tedavi edilebilmesi oluyor. Acıbadem Maslak Hastanesi Hematoloji Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Çetiner, lenf bezi kanseri hakkında konuştu.

Çocukluk çağında en sık görülen 3. kanser: Lenfoma
27 Ocak 2023 - 17:54 - Güncelleme: 27 Ocak 2023 - 17:56
Prof. Dr. Çetiner, “Lenf bezlerinin büyümesi, ele gelmesi ve ağrılı olması durumunda kişiler çoğunlukla ‘acaba kanser mi oldum?’ endişesine kapılabiliyor ama lenf bezleri viral enfeksiyonların da aralarında bulunduğu birçok nedenden dolayı büyüyebiliyor” diyerek, bu nedenle her lenf bezi büyümesinin lenfoma anlamına gelmediğini, buna karşın lenf bezlerinin büyümesinin bazen de lenfomanın tek belirtisi olabileceğinden doktara gitmeyi ihmal etmemek gerektiğini belirtti.

Lenf bezlerinin vücudun diğer enfeksiyonlara ve diğer hastalıklara karşı mücadelesinde önemli rol oynadığına dikkat çeken Prof. Dr. Çetiner, bir hastaya lenfoma tanısı konulmasının da tek başına bir anlamı olmadığını aktardı. Çünkü lenfomanın, 40’a yakın çeşidi bulunduğunu, bunların bir kısmının çok yavaş seyirli olduğunu ve dolayısıyla çok agresif olmadığını, acil tedavi gerektirmediğini ifade etti. Bazı lenfomaları yıllarca hiç ilaç kullanmaksızın izlediklerini paylaşan Prof. Dr. Çetiner, “Kimi lenfomalar da sadece şişlik ile kendini belli edebilir, agresif seyirlidir ve bir an önce müdahale edilmesi gerekir. Bu nedenle lenfomaların türüne kesin karar veren patolojidir. Biyopsi olmadan ve elimizde doku tanısı olmadan lenfoma tanısını koymak imkansızdır. Lenfomaların türüne göre tanı ve tedavileri önemli farklılıklar gösterir” dedi.  

Prof. Dr. Çetiner açıklamaları esnasında, lenfomanın tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu, bu nedenle ümitsizliğe kapılmamak gerektiğini vurguladı. Kemoterapinin halen tedavide temel olduğunu aktaran Prof. Dr. Çetiner, ancak 2binli yılların başından itibaren hedefe yönelik tedavilerin de uygulandığını bildirdi. Çetiner, “Hedefe yönelik, akıllı bir molekülün keşfiyle günümüzde artık kemoterapi dışı, birden çok seçenek uygulanmaktadır. Gerektiğinde kemik iliği nakli de tedavi seçenekleri arasındadır” diye konuştu.

Lenfomanın yedi önemli belirtisinden de bahseden Prof. Dr. Mustafa Çetiner, klinik bulguların genellikle lenf bezlerinin ve organ tutulumlarının bölgesine, tümörün çapına, büyüklüğüne, tümörün büyüme hızına, hastanın eşlik eden hastalıklarına ve yaşına bağlı olarak değişkenlik gösterdiğini söyledi. Prof. Dr. Çetiner, lenfomanın yedi belirtisini şu şekilde sıralayarak ifadelerini tamamladı:
  1. Çoğunlukla boyun, kasık ve koltuk altı lenf bezlerinde büyüme, ele gelen şişlik
  2. Uzun süren, iniş ve çıkışlarla seyreden, nedeni bulunamayan, çoğunlukla 38.5 dereceyi geçmeyen ateş
  3. Her gece çamaşır değiştirecek kadar yoğun terleme 
  4. Kısa sürede ciddi kilo kaybı 
  5. Lenf bezinin büyümesine bağlı olarak, çevrede bulunan organ ve dokulara uygulanan baskılara ilişkin bulgular (Örneğin; şiddetli kemik, göğüs, karın ağrısı, bacaklarda şişlik, kuru öksürük, ses kısıklığı vb) 
  6. Yorgunluk, halsizlik
  7. Ciltte kaşıntı ve yaygın döküntü

YORUMLAR

  • 0 Yorum