Başkan İsmail Yetişkin Yerel İz TV'de Soruları Yanıtladı
Seferihisar Belediye Başkanı İsmail Yetişkin Yerel İz TV’ye konuk oldu. Asena Karcıer’in sunduğu “Manşet Var” programına konuşan Yetişkin, Seferihisar’ın kendi yönetimindekini 6 yılını anlattı.

13 Ağustos 2025 - 13:36
Yerel İz TV’nin bu haftaki konuğu Seferihisar Belediye Başkanı İsmail Yetişkin oldu. Yerel İZ TV kanalının “Manşet Var” programına konuk olan Başkan Yetişkin, Seferihisar’a dair değerlendirmelerde bulundu.
Cumhuriyet Halk Partisi'nde geçmişte ilçe başkanlığı da yapmış nadir belediye başkanlarındansınız. Sizce masanın hangi tarafında oturmak daha zor?
İkisi de farklı farklı zor ama tabii ki yani belediye başkanlığı apayrı bir şey. İlçe başkanlığında üye ve üye kadar kişiyle muhatap oluyorsunuz ve onlara hizmet etmeye çalışıyorsunuz. Onların dertlerine dertleniyorsunuz. Ama belediye başkanlığı apayrı bir şey. Tamamen herkesi kucaklamak zorundasınız ve elinizdeki imkanlarla bütçeniz dahilinde bir şeyler yapmaya çalışıyorsunuz. Bu da tabi Seferihisar gibi yerlerde daha zor. Normal nüfus 64 bin Seferihisar'ın ama şu anda mesela yazın 700 bin'leri 800 bin'leri buluyor. Bu da çok büyük bir nüfus farkını ortaya çıkarıyor. Bununla beraber gelen bir sürü sorun başlıyor. Altyapı sorunlarından tutun işte bir çöp toplamak bile bambaşka bir hale geliyor. Kışın normal nüfusta altı arabayla Seferihisar’ın çöpünü toplarken şimdi tam iki katına üç katına ve devamlı personel arttırarak gitmek zorundasınız. Bu şekilde devam ediyoruz yani bunların hepsi ayrı bir şey tabii ki.
Cumhuriyet Halk Partisi'nin son olan kurultayında yaşanan değişimden sonra vitrin ciddi anlamda değişti. İzmir'de özellikle belediye başkanları noktasında dört kişi kaldı. Bir önceki döneme göre ve onlardan biri de sizsiniz. Bu süreç hakkında ne söylemek istersiniz?
Biz doğru yerde, doğru zamanda, doğru hareket tarzı geliştirdik kendi içimizde. Ekip olarak çok iyiydik. Ekip olarak çokca bir mücadele verdik. Aynı zamanda da tabii ki Seferihisar'da belli ekipler geldi, bunların araştırmaları yapıldı. Onlara dayanarak genel başkanımız büyük bir ihtimalle bunlara dayanarak teveccüh bizleri gösterdi. Biz de Seferihisar halkının oyunu aldık ve tekrar belediye başkanı olduk. Anketler sonucu ve gelen bir heyet vardı, mülakatlar vardı, o mülakatlar sonucu Seferihisar'da birçok esnaf gezildi. Ve sonuç olarak ortaya bizim ismimiz çıktı. E tabi benim parti geçmişim de çok eskiye dayanıyor. Ben Gençlik Kolları Yönetim Kurulu üyeliğinden tutun, Gençlik Kolları Başkanlığından, ilçe yönetim kurulu üyeliğinden, ilçe başkanlığından, kurultay delegeliklerinden, mahalle delegelikleri görev aldım. Yani partinin içerisinde partinin tozunu yutmadığım tarafı kalmadı. En son 2019'da belediye başkanlığına adaylığımızı koyduk, Belediye Başkanlığı da nasip oldu, 2. dönem de nasip oldu.
İlk 5 yıl ve bu dönemin ilk yılı bitti. Belediye Başkanı olurken Seferihisar için hedeflediklerinizin ne kadarını gerçekleştirebildiniz bu 6 yıl içerisinde?
Bu 6 yılda söylediklerimizin yüzde 70'ini falan gerçekleştirdik. Ama tabi hem bütçesel anlamda hem de bazı işte devlet kanadındaki yazışmalardan dolayı da yapamadıklarımız oldu. Onun için yüzde 70'ine kadarını gerçekleştirdik. Bu yıl için de yeni hedeflerimiz var. Bugünkü ekonomik koşullarda çok zorlanıyoruz, ama biz verdiğimiz sözün arkasındayız. Ben hiçbir zaman bahane siyaseti yapmadım. Verdiğimiz sözleri tutuyoruz, tutmaya devam edeceğiz.
Seferihisar çok yönlü bir kent. Açıkçası hem tarım hem turizm bölgenin önemli geçim kaynaklarından ve bu da hizmet yönlülüğünü arttırmayı beraberinde getiriyor. Tarımsal üretime destek, festivaller, halkın daha uygun fiyatlı gıdaya, turizme ulaşabilmesi için çeşitli tesisler ve kültürel tanınırlığı arttırmak için birçok yeni işbirliğine imza atmış olduğunuz benim takip edebildiklerimden. Bunlar dışında Seferihisar Belediyesi'nin bu 6 yıl içerisinde vermiş olduğu hizmetlerden bahseder misiniz?
Turizmle ilgili Türkiye'nin hiçbir belediyesinde olmayan 10 tane mavi bayraklı plajımız var. Bu anlamda günübirlik turistimiz çok oluyor. Hafta sonu ziyaretçi sayımız 100 bin'leri, 150 bin'leri buluyor. Onun dışında bağ rotası, zeytin rotası, İON rotası var. İyon rotası çok farklı bir noktaya geldi şu anda. Hem TGA tarafından hem İl Kültür Turizm Müdürlüğü tarafından desteklenen bir proje haline geldi, ve şu anda gezi rehberi listesine girmek üzere. Önümüzdeki aylarda bununla ilgili İyon belediyelerine ait bir toplantı gerçekleştireceğiz. Bu toplantıya sadece İON kentleri olan belediyeleri davet edebiliyoruz. Yurt dışı ayağı olarak bu işin iki ayağı var. Samos ve Sakız belediyeleri de buna dahil. Onlarla da irtibat halindeyiz ve konuşuyoruz. İON projesi sadece kültürel anlamda değil, yüzyıllar önce bu kentler kendi arasında birçok şey yapmış. Mesela ticaret, turizm ve kültürel faaliyetlerde bulunmuşlar. Fakat bugün günümüzde bu İON kentlerinde bambaşka bir şey var o da şudur, bugün üstünde yerleşim var. Amacımız Hem bugünkü yerleşimi insanlara gösterebilmek hem de geldiklerinde o tarihi orada tekrar onlara yaşatabilmek. O dönemin bütün sanatçıları Seferihisar’da yaşamış, Seferhisar'da ilk sanatçılar sendikasını kurmuşlar, orada birçok kültürel faaliyetler gerçekleştirmişler. Bundan dolayı Seferihisar'da sanatsal faaliyetlerle ilgili bir 3 günlük festival yapılmış. Bunun hemen akabinde Urla. o dönemde zeytinyağı ile ünlüymüş hemen orada bir üç günlük festival yapılmış. Bunun gibi ardı ardına süren festivaller yapıp Seferihisar’a gelen turist 3 gün sonra Urla'da da zeytinyağı festivalinin olduğunu biliyor olacak.
Düşünsenize şimdi Samos'ta bir turist geziyor ve orada İon kentleri arasında Seferihisar'daki Teos'un tanıtımını yapıyor. Oradaki insan feribot seferi de olduğu için muhakkak buraya gelip gezmek isteyecektir. Yani bunlar hem turizm açısından hem kültürel hem de ekonomik açıdan Seferihisar ve diğer 12 ion kentine büyük katkı sağlayacaktır.
Zeytin ve bağ rotasının üzerinden Avrupa'da da rota çiziyorsunuz. Biraz bunu da anlatır mısınız?
Bölgemizde gelişmek olan bağcılık ve zeytincilik var. Zeytincilik çok uzun yıllardan beri sürüyor ama bağ rotası gelişmekte. Gölcük, Gödence, Çamtepe, Kavakdere ve Orhanlı’yı kapsayan bir tarım ve doğa turizmi rotası oluşturuyoruz. Meclisten geçti, Avrupa’da tanıtımı için de görüşmeler yapıyoruz. 2026’da başlıyoruz.
Sosyal demokrat belediyecilik anlayışınız kapsamında neler yaptınız? Biraz da bundan bahsetmek ister misiniz?
İlk yaptığımız işlerden bir tanesi de halk market açmak olmuştu, halkla bir işbirliği var. Mesela örnek verebilirim işte kasap reyonunda bizim bölgenin hayvanlarını kesiyoruz. Yani küçük üreticinin hayvanlarını kesiyoruz ve belirli dönemlerde çok büyük indirimler yapıyoruz. Bunu halk takip ediyor. Yerel üreticilerden alınan et, süt, ürünler satılıyor. İzmir’den bile gelen var. Ucuza kaliteli gıdaya erişim sağladık. Çamlık Kafe ve Ürkmez’de denize sıfır sosyal tesisler açtık. İnsanlar ilk defa deniz kenarında uygun fiyatla çay içebildiklerini söylüyor. Fiyatlar tabi çok çok makul. Ben haftanın bir iki günü muhakkak kendim misafir gidiyorum. Bu tesisleri artıracağız.
Ve belediyeler üzerindeki hükümet baskısı... Tasarruf tedbirleri, kamuoyunda hedef gösterme ve tutuklamalar. Bu süreçlere ilişki neler söylemek istersiniz?
Tasarruf tedbirleriyle ilgili süreç hala daha devam ediyor. Hiçbir şey değişmiş değil. Ama tutuklamalarla ilgili veremeyeceğimiz hiçbir cevap yok. Belediye başkanı olarak sosyal medyalar üzerinden birçok şey söyleniyor ama ben inanmıyorum. Kapımız açık, denetlenmekten korkmuyoruz. Suç yoksa operasyon da olmamalı. Ama "önce tutukla sonra isnat et" mantığı rahatsız edici. Tunç Soyer’i cezaevinde ziyaret ettim, zor ama moralleri yüksek.
Seferihisar geçtiğimiz günlerde orman yangınlarıyla da uğraşan ilçelerden biriydi İzmir'de. Hem orman yangını hem de sel açısından riskli bir kenti yönetiyorsunuz. Biraz geçtiğimiz orman yangınının bölgede bıraktığı hasarlarda biraz da alınan yeni bir tedbir olup olmadığından konuşalım dilerseniz.
Seferihisar’ın yüzde 33’ü yandı. Artık neredeyse yanacak yer kalmadı. Mücadele ettik ama yalnız bırakıldık. Bu süreçte merkezi hükümetten destek göremedik. Sel riski açısından, ciddi risk altındayız. Eskiden orman suyu tutuyordu, şimdi tüm yağmur doğrudan akacak. Özellikle Orhanlı, Kavakdere, Doğanbey ve Payamlı bölgeleri çok riskli. DSİ ile önlem için yazışıyoruz.
Meclis kararıyla bir kampanya başlatıyoruz. Valilik onaylı IBAN ile bağış toplayacağız. Sanatçılar da destek veriyor. Toplanan parayla iki yıl sonunda halkla birlikte ormanları yeniden yeşerteceğiz. Bu konuda söz veriyorum.
Biraz da gelecekten bahsedelim. Seferihisar Belediyesi'nde geleceğe dönük ne gibi planlar, projeler var masada?
Yeni bir belediye binası yapmak istiyoruz. Şu anki binamız kültür merkeziydi, tekrar asli amacına dönecek. Hem yeni belediye binası hem de gerçek bir kültür merkezi kazandırmak istiyoruz.
Cumhuriyet Halk Partisi'nde geçmişte ilçe başkanlığı da yapmış nadir belediye başkanlarındansınız. Sizce masanın hangi tarafında oturmak daha zor?
İkisi de farklı farklı zor ama tabii ki yani belediye başkanlığı apayrı bir şey. İlçe başkanlığında üye ve üye kadar kişiyle muhatap oluyorsunuz ve onlara hizmet etmeye çalışıyorsunuz. Onların dertlerine dertleniyorsunuz. Ama belediye başkanlığı apayrı bir şey. Tamamen herkesi kucaklamak zorundasınız ve elinizdeki imkanlarla bütçeniz dahilinde bir şeyler yapmaya çalışıyorsunuz. Bu da tabi Seferihisar gibi yerlerde daha zor. Normal nüfus 64 bin Seferihisar'ın ama şu anda mesela yazın 700 bin'leri 800 bin'leri buluyor. Bu da çok büyük bir nüfus farkını ortaya çıkarıyor. Bununla beraber gelen bir sürü sorun başlıyor. Altyapı sorunlarından tutun işte bir çöp toplamak bile bambaşka bir hale geliyor. Kışın normal nüfusta altı arabayla Seferihisar’ın çöpünü toplarken şimdi tam iki katına üç katına ve devamlı personel arttırarak gitmek zorundasınız. Bu şekilde devam ediyoruz yani bunların hepsi ayrı bir şey tabii ki.
Cumhuriyet Halk Partisi'nin son olan kurultayında yaşanan değişimden sonra vitrin ciddi anlamda değişti. İzmir'de özellikle belediye başkanları noktasında dört kişi kaldı. Bir önceki döneme göre ve onlardan biri de sizsiniz. Bu süreç hakkında ne söylemek istersiniz?
Biz doğru yerde, doğru zamanda, doğru hareket tarzı geliştirdik kendi içimizde. Ekip olarak çok iyiydik. Ekip olarak çokca bir mücadele verdik. Aynı zamanda da tabii ki Seferihisar'da belli ekipler geldi, bunların araştırmaları yapıldı. Onlara dayanarak genel başkanımız büyük bir ihtimalle bunlara dayanarak teveccüh bizleri gösterdi. Biz de Seferihisar halkının oyunu aldık ve tekrar belediye başkanı olduk. Anketler sonucu ve gelen bir heyet vardı, mülakatlar vardı, o mülakatlar sonucu Seferihisar'da birçok esnaf gezildi. Ve sonuç olarak ortaya bizim ismimiz çıktı. E tabi benim parti geçmişim de çok eskiye dayanıyor. Ben Gençlik Kolları Yönetim Kurulu üyeliğinden tutun, Gençlik Kolları Başkanlığından, ilçe yönetim kurulu üyeliğinden, ilçe başkanlığından, kurultay delegeliklerinden, mahalle delegelikleri görev aldım. Yani partinin içerisinde partinin tozunu yutmadığım tarafı kalmadı. En son 2019'da belediye başkanlığına adaylığımızı koyduk, Belediye Başkanlığı da nasip oldu, 2. dönem de nasip oldu.
İlk 5 yıl ve bu dönemin ilk yılı bitti. Belediye Başkanı olurken Seferihisar için hedeflediklerinizin ne kadarını gerçekleştirebildiniz bu 6 yıl içerisinde?
Bu 6 yılda söylediklerimizin yüzde 70'ini falan gerçekleştirdik. Ama tabi hem bütçesel anlamda hem de bazı işte devlet kanadındaki yazışmalardan dolayı da yapamadıklarımız oldu. Onun için yüzde 70'ine kadarını gerçekleştirdik. Bu yıl için de yeni hedeflerimiz var. Bugünkü ekonomik koşullarda çok zorlanıyoruz, ama biz verdiğimiz sözün arkasındayız. Ben hiçbir zaman bahane siyaseti yapmadım. Verdiğimiz sözleri tutuyoruz, tutmaya devam edeceğiz.
Seferihisar çok yönlü bir kent. Açıkçası hem tarım hem turizm bölgenin önemli geçim kaynaklarından ve bu da hizmet yönlülüğünü arttırmayı beraberinde getiriyor. Tarımsal üretime destek, festivaller, halkın daha uygun fiyatlı gıdaya, turizme ulaşabilmesi için çeşitli tesisler ve kültürel tanınırlığı arttırmak için birçok yeni işbirliğine imza atmış olduğunuz benim takip edebildiklerimden. Bunlar dışında Seferihisar Belediyesi'nin bu 6 yıl içerisinde vermiş olduğu hizmetlerden bahseder misiniz?
Turizmle ilgili Türkiye'nin hiçbir belediyesinde olmayan 10 tane mavi bayraklı plajımız var. Bu anlamda günübirlik turistimiz çok oluyor. Hafta sonu ziyaretçi sayımız 100 bin'leri, 150 bin'leri buluyor. Onun dışında bağ rotası, zeytin rotası, İON rotası var. İyon rotası çok farklı bir noktaya geldi şu anda. Hem TGA tarafından hem İl Kültür Turizm Müdürlüğü tarafından desteklenen bir proje haline geldi, ve şu anda gezi rehberi listesine girmek üzere. Önümüzdeki aylarda bununla ilgili İyon belediyelerine ait bir toplantı gerçekleştireceğiz. Bu toplantıya sadece İON kentleri olan belediyeleri davet edebiliyoruz. Yurt dışı ayağı olarak bu işin iki ayağı var. Samos ve Sakız belediyeleri de buna dahil. Onlarla da irtibat halindeyiz ve konuşuyoruz. İON projesi sadece kültürel anlamda değil, yüzyıllar önce bu kentler kendi arasında birçok şey yapmış. Mesela ticaret, turizm ve kültürel faaliyetlerde bulunmuşlar. Fakat bugün günümüzde bu İON kentlerinde bambaşka bir şey var o da şudur, bugün üstünde yerleşim var. Amacımız Hem bugünkü yerleşimi insanlara gösterebilmek hem de geldiklerinde o tarihi orada tekrar onlara yaşatabilmek. O dönemin bütün sanatçıları Seferihisar’da yaşamış, Seferhisar'da ilk sanatçılar sendikasını kurmuşlar, orada birçok kültürel faaliyetler gerçekleştirmişler. Bundan dolayı Seferihisar'da sanatsal faaliyetlerle ilgili bir 3 günlük festival yapılmış. Bunun hemen akabinde Urla. o dönemde zeytinyağı ile ünlüymüş hemen orada bir üç günlük festival yapılmış. Bunun gibi ardı ardına süren festivaller yapıp Seferihisar’a gelen turist 3 gün sonra Urla'da da zeytinyağı festivalinin olduğunu biliyor olacak.
Düşünsenize şimdi Samos'ta bir turist geziyor ve orada İon kentleri arasında Seferihisar'daki Teos'un tanıtımını yapıyor. Oradaki insan feribot seferi de olduğu için muhakkak buraya gelip gezmek isteyecektir. Yani bunlar hem turizm açısından hem kültürel hem de ekonomik açıdan Seferihisar ve diğer 12 ion kentine büyük katkı sağlayacaktır.
Zeytin ve bağ rotasının üzerinden Avrupa'da da rota çiziyorsunuz. Biraz bunu da anlatır mısınız?
Bölgemizde gelişmek olan bağcılık ve zeytincilik var. Zeytincilik çok uzun yıllardan beri sürüyor ama bağ rotası gelişmekte. Gölcük, Gödence, Çamtepe, Kavakdere ve Orhanlı’yı kapsayan bir tarım ve doğa turizmi rotası oluşturuyoruz. Meclisten geçti, Avrupa’da tanıtımı için de görüşmeler yapıyoruz. 2026’da başlıyoruz.
Sosyal demokrat belediyecilik anlayışınız kapsamında neler yaptınız? Biraz da bundan bahsetmek ister misiniz?
İlk yaptığımız işlerden bir tanesi de halk market açmak olmuştu, halkla bir işbirliği var. Mesela örnek verebilirim işte kasap reyonunda bizim bölgenin hayvanlarını kesiyoruz. Yani küçük üreticinin hayvanlarını kesiyoruz ve belirli dönemlerde çok büyük indirimler yapıyoruz. Bunu halk takip ediyor. Yerel üreticilerden alınan et, süt, ürünler satılıyor. İzmir’den bile gelen var. Ucuza kaliteli gıdaya erişim sağladık. Çamlık Kafe ve Ürkmez’de denize sıfır sosyal tesisler açtık. İnsanlar ilk defa deniz kenarında uygun fiyatla çay içebildiklerini söylüyor. Fiyatlar tabi çok çok makul. Ben haftanın bir iki günü muhakkak kendim misafir gidiyorum. Bu tesisleri artıracağız.
Ve belediyeler üzerindeki hükümet baskısı... Tasarruf tedbirleri, kamuoyunda hedef gösterme ve tutuklamalar. Bu süreçlere ilişki neler söylemek istersiniz?
Tasarruf tedbirleriyle ilgili süreç hala daha devam ediyor. Hiçbir şey değişmiş değil. Ama tutuklamalarla ilgili veremeyeceğimiz hiçbir cevap yok. Belediye başkanı olarak sosyal medyalar üzerinden birçok şey söyleniyor ama ben inanmıyorum. Kapımız açık, denetlenmekten korkmuyoruz. Suç yoksa operasyon da olmamalı. Ama "önce tutukla sonra isnat et" mantığı rahatsız edici. Tunç Soyer’i cezaevinde ziyaret ettim, zor ama moralleri yüksek.
Seferihisar geçtiğimiz günlerde orman yangınlarıyla da uğraşan ilçelerden biriydi İzmir'de. Hem orman yangını hem de sel açısından riskli bir kenti yönetiyorsunuz. Biraz geçtiğimiz orman yangınının bölgede bıraktığı hasarlarda biraz da alınan yeni bir tedbir olup olmadığından konuşalım dilerseniz.
Seferihisar’ın yüzde 33’ü yandı. Artık neredeyse yanacak yer kalmadı. Mücadele ettik ama yalnız bırakıldık. Bu süreçte merkezi hükümetten destek göremedik. Sel riski açısından, ciddi risk altındayız. Eskiden orman suyu tutuyordu, şimdi tüm yağmur doğrudan akacak. Özellikle Orhanlı, Kavakdere, Doğanbey ve Payamlı bölgeleri çok riskli. DSİ ile önlem için yazışıyoruz.
Meclis kararıyla bir kampanya başlatıyoruz. Valilik onaylı IBAN ile bağış toplayacağız. Sanatçılar da destek veriyor. Toplanan parayla iki yıl sonunda halkla birlikte ormanları yeniden yeşerteceğiz. Bu konuda söz veriyorum.
Biraz da gelecekten bahsedelim. Seferihisar Belediyesi'nde geleceğe dönük ne gibi planlar, projeler var masada?
Yeni bir belediye binası yapmak istiyoruz. Şu anki binamız kültür merkeziydi, tekrar asli amacına dönecek. Hem yeni belediye binası hem de gerçek bir kültür merkezi kazandırmak istiyoruz.
YORUMLAR