Ustasından Nazar Boncuğunun Tarihi Ve Yapılış Aşamaları

ABONE OL

Boncuklarıyla meşhur olan köyün boncuk ustalarından biri olan Ali Demir önce boncuğun tarihi hakkında bilgiler verdi daha sonra ise boncuğun yapılışını anlattı.

Demir öncelikle boncuğun tarihi hakkında bilgiler verdi şu şekilde konuştu; “1942 yılından beri köyümüzde nazar boncuğu yapılmaktadır. Ama eski bir tarihe döndüğümüz zaman boncuğun Üç bin yıllık bir tarihi vardır.  Boncuğun tarihi Mezopotamya ve Mısır’a kadar dayanmaktadır. Daha sonra Türkiye’ye gelen boncuk İzmir’in çeşitli yerlerinde yapıldıktan sonra Nazar Köye geliyor. Boncuk köyümüzde babadan oğula geçerek ilerliyor ve bugünlere kadar kendisini taşıyor. Ocağın özelliği çam ağaçlarının dibinden çıkan sarı çamur dediğimiz topraktan oluşmasıdır. Bu toprak her yerde bulunan bir toprak değildir. Ocaklarımızda beş tane göz vardır yani beş usta aynı anda çalışabilir. Ocağın içinde yanan ateş ustaların çalıştığı pencerelere eşit bir şekilde dağılır. Fırının özelliği budur. Boncuk eskiden nasıl yapılıyorsa hiçbir değişime uğramadan hala el işçiliği ile yapılmaktadır. Boncuğu elde edebilmek için kristal bazlı camlar kullanıyoruz. Artık camları alıyoruz ve ocağın içine döküyoruz. Her cam boncuk yapımına uygun değildir, camlar kristal bazlı olmak zorundadır. Boncuğu şekillendirmek için kullandığımız demirler ise farklı bir demirdir. Ustanın elini yakmaz. Ocağın içerisine döktüğümüz camlar 800 derece erimeye başlar. Boncuğu işlemeye başlayabilmemiz için ocak ısının 1000 derece olması gereklidir. Çünkü rahat çalışabilmemiz için içerideki camın yumuşak bir dokuya sahip olması gerekir. Yaptığımız boncukları ocağın yanında bulunan Kavara dediğimiz alana atarız. Boncuğun orada en az 4 saat kadar kalarak fırınlanması gerekiyor yoksa kırılma gibi sorunlar oluşabilir. Fırınlanma işi boncuğun boyutuna göre değişir. Büyük boncuklar daha uzun süre de fırınlanması gerekiyor.”

Renkli boyaları erimiş camın üzerine dökerek karıştırıp camla rengi harmanlarız diyerek renkli boncuk yapımını anlatan usta Ali demir şu şekilde devam etti; “Rengin çıkabilmesi için boyayla camın iyice harmanlanmış olması gerekir. İstediğimiz renkte boyayı dökerek istediğimiz renk boncuğu elde edebiliyoruz. Çalıştığımız pencerelerin içerisinde her birinde üç farklı renk vardır. Bu renkler arasında surlar vardır hiçbir renk birbirine karışmaz. Dışarıdan bakılınca aynı gibi gözükse de ustalar o renkleri ayırt edebilir. Büyük boncuklar ve küçük boncuklar arasında hem fiyat hem de işçilik olarak farklar vardır. Boncuk küçüldükçe işçilik artar. Boncuğun ana zeminini sardığım demir, ismi normal demir olarak geçer. Boncuğun gözünü taktığım demirin adı merdandır.  İçerideki cama şekil vermek için yardımcı olarak kullandığım demirin adı ise yangecektir. Boncuğu çıkardıktan sonra sıcakken üzerine bastırdığım demirin adı ise kalıptır. Cam ocağın içinde ne kadar dinlenirse rengi de o kadar tatlı bir renk olur. Kullandığımız camlar hurda olarak geri dönüşüm için nazar köye gelir biz o camları alırız ve boncuk yapımı için kullanırız. Bu sayede geri dönüşüme de katkı sağlamış oluyoruz” diyerek boncuğun yapım aşamasını anlattı.
 





nazar boncuğu mezopotamya mısır nazar köy cam merdan yangecek kristal